İletişimde Kalın

Genel

İleri Arıtım Teknikleri

Yayın Zamanı

tarih

İleri ArıtımTeknikleri 

1. Membran Ayırma  Teknolojileri 

Karışımları ve safsızlıkları, ayırma ve saflaştırma işlemi için kullanılan yöntem, geleneksel teknolojilere  göre  amortisman süresinin uzun faka enerji ihtiyacının düşük olmasından dolayı son yıllarda revaçta olan bir teknolojidir.  Membran teknolojilerinin yaygın olarak kullanılmaya başlamasının önemli nedenlerinden biri işletme kolaylığıdır. Bu teknoloji fiyat/ verim (fayda/maliyet) açısından sektörde rekabetçi bir teknoloji olarak görülmektedir. Membran Ayırma Teknolojisi Amerika Çevre Ajansı tarafında da en iyi arıtma teknolojileri arasında sayılmaktadır.  

Membran Teknolojileri: 

1-İçe Suyu Temininde; Tuzlu ve acı sulardan ki ucuz su kaynaklarının olmadığı bölgelerde içme suyu temini için, 

2- Evsel ve Endüstriyel Atık Suların Arıtılmasında; Özellikle parçalanması zor bileşikler içeren atıksuların arıtımında ve yeniden kullanılması için, 

3- Tehlikeli Atıkların Bertarafında; endüstriyel ultra saf su eldesinde, ilaç sanayinde, gıda sanayinde ve biyoteknoloji gibi alanlarda kullanılmaktadır.  

1.1 Genel Bilgiler  

1.1.1. Membranların Yapısı  

1.1.2. Membran Modül Konfigürasyonları 

1.1.2.1. Tübüler Membranlar  

1.1.2.2. Hollow Fiber Modülleri  

1.1.2.3. Plaka ve Çerçeve Modüller 

1.1.2.4. Spiral Sarım Süzücüler  

1.1.2.5. Akı, Su Kazanımı, Rejeksiyon  

1.2. Membranın Tanımı 

1.3. Membran Hazırlanmasında Kullanılan Materyaller ve Bazı Metodlar 

1.4. Membranların Sınıflandırılması  

1.4.1. Ters Osmoz 

1.4.2. Ultrafiltrasyon 

1.4.3. Diyaliz 

1.4.4. Elektro Diyaliz 

1.4.5. Elektroforez 

1.4.6. Sıvı Membranlar  

1.5. Tahrik Türlerine Göre Membran Prosesleri  

1.5.2. Basınç Tahrikiyle Yapılan Membran Prosesleri  

1.5.3. Elektrik Tahrikiyle Çalışan Membran Prosesleri  

1.6. Akım Türleri (Cross Flow /Dead-end) 

1.7. Membran Kirlenmesi/Tıkanması  

1.8. Trans Membran Basıncı 

2. Membran Biyoreaktörler (MBR)  

2.1. Genel Membran Biyoreaktör Tanıtımı  

2.2. Tasarım ve İşletim Parametreleri  

2.3. Membran Konfigürasyonları  

2.4. MBR’ların Konvansiyonel Sistemlere Göre Avantajlar 

2.5. MBR’ların Genel Dezavantajları  

2.6. MBR’larda Çıkış Suyu Kalitesi  

2.7. Membran Kirlenmesi/Tıkanması  

2.8. Membranların Temizliği  

3. İleri Oksidasyon Prosesleri (İOP)  

3.1. Genel Bilgi  

 3.1.1. İOP Verimini Etkileyen Su Kalitesi Parametreleri  

3.2. İOP’lerin Sınıflandırılması  

3.2.1. Hidrojen Peroksit/Ozon  

3.2.2. UV Sistemleri  

3.2.2.1. Ozon/UV  

3.2.2.2. Hidrojen Peroksit/UV Radyasyon Prosesi 

3.2.3. Kavitasyon 

3.2.4. Katalizör – TiO2/UV   

3.2.5. Fenton Tabanlı İOP  

3.3. Su ve Atıksu Arıtımında Uygulamaları  

3. 4. Ultraviyole Işını (UV) ile Dezenfeksiyon  

4. İyon Değiştirme -Tersinir 

4.1.Toplam  Deiyonizasyon 

4.2. iyon Değiştirmede Kimyasal Denge 

4.3. İyon Değiştirici Türleri 

4.3.1. Güçlü Asit Kolanları 

4.3.2. Zayıf Asit Kolonları 

4.3.3. Güçlü Baz Kolonları 

4.3.4. Zayıf Baz Koılonları 

5. Azot Giderimi 

5.1. Nitrifikasyon 

5.2. Denitrifikasyon 

5.3. Birleşik Karbon Oksidasyonu, Nitrifikasyon-Denitrifikasyon 

5.4. Amonyak Sıyırma 

6. Biyolojik Yöntemlerle Fosfor Giderimi 

6.1. A/O Proseisi 

6.2. PhoStrip Prosesi 

6.3. Ardaşık Reaktöör Prosesi 

7. Biyolojik Yöntemlerle Azot ve Fosforun Beraber Giderilmesi 

TERS OZMOZ SİSTEMİ Nedir? 

Ters Ozmoz Sistemleri üzerinde “membran kabı / Housing” olarak tanımlanan basınçlı kaplar vardır, membranlar bu kapların içerisine yerleştirilir. Membran ve Membran kaplarının sayısı ve dizilimi suyun kimyasal özelliği ile ilişkilidir. 

Ters Ozmoz prensibinde Su, membranların içinden yüksek basınçla geçmelidir. Bu nedenle Yüksek Basınç Pompaları kullanılır. Ters Ozmoz membranları, kartuş filtreler gibi fiziksel bir filtre olarak kullanılmak üzere tasarlanmamıştır. 

Ters Ozmoz membranlarını katı ve sert cisim formlarındaki kirliliklerden korumak için fiziksel 5 veya 1 mikron hassasiyetinde kartuş filtreler kullanılır. 

Membranları olumsuz etkileyen diğer tehlikelerden olan karbonatlar ve sülfat içerikli çökelebilen kristal tuzlar için membran koruyucu antiskalant kimyasalları kullanılır. 
 

TERS OZMOZ SİSTEMİ Nasıl Çalışır? 

Ozmoz Prensibi; osmotik basınç kullanılarak, mineralce zengin olan suyun, yarı geçirgen bir membranın diğer tarafına mineralleri azaltılmış olarak geçirilmesi işlemidir. 

Yarı geçirgen membran sadece çok küçük atom ve atom gruplarını (su molekülleri, gazlar ve bazı küçük organik moleküller gibi) geçirir. Diğer çözünmüş iyonları yarı geçirgen membran sayesinde iyi su tarafına geçirmez. 

Ters Ozmoz prosesi, Ozmoz olayına göre daha etkin bir avantaj sağlar. Ozmotik olayda yarı geçirgen membranlar sayesinde; iletkenliği düşük su, tuzlu su tarafına doğru doğal geçiş yapar. Ters Ozmoz sistemi ile tuzlu su tarafına basınç uygulandığında ozmoz olayı tersine döner ve tatlı su elde edilmeye başlanır. 
 

İŞLETME 

1. Membran Kabı /Housing 

2. Deşarj Borulama Hattı, 

3. Diziliş 

4. Atık Vanası 

5. Yüksek Basınç Pompası 

6. Selonoid ve Bağlantı 

Panoları 

7. Flush Vanası 

8. CIP Besleme 

9. Üretim Hattı 

10. Üretim hattı 

11. Atık Vanası 

12. Membran Kabı üretim 

KİMYASAL YIKAMA DÜZENEĞİ ( CIP Sistemi ) 

TERS OZMOZ MEMBRANLARI 

Ters Ozmoz membranları her uygulama için farklı özelliklerde imal edilebilir; Örneğin Gıda işletmelerinde sıcak su ile yıkanabilir hijyenik membranlar, Yüksek Bor içeren sularda Bor giderimi için tasarlanmış özel membranlar, Full –Fit membran tipleri, TOC giderimi için üretilen özel tip membran modelleri başlıca örneklerdir. 

Ultrafiltrasyon (UF) sistemleri; emülsiyon haline getirilmiş sıvı yağlar,metal hidroksitler, kolloidler, bulanıklık, emülsiyonlar, askıda katı maddeler ile sudan ve diğer çözeltilerden ağır büyük moleküllerin düşük basınçlı sistemlerle sudan uzaklaştırma prosesidir. 

Ultrafiltrasyon bir membran teknolojisi olup, düşük basınç altında çalışan ve suyun kimyasal yapısında hiçbir değişiklik yaratmayan bir teknolojidir. 

Ultrafiltrasyon membranları Nanofiltrasyon ve Ters Ozmoz membranlarından farklı yapıda olup Hollow Fiber membranlardır. Membran yapısı PES, PVP, PVDF, PS malzemeden imal edilir. Diğer membranlara göre daha zor ve kimyasal içerikli sularda daha rahat çalışır. Membran ömrü, uygun işletme bakım şartlarında Nanofiltrasyon ve Ters Ozmoz membranlarına göre çok daha uzun ömürlüdür. 

Ultrafiltrasyon Sistemi Özellikleri 

  • Frekans Kontrollü Besleme Pompası, 
  • 200 mikronluk Ön Filtre, 
  • Ultrafiltrasyon Ünitesi, 
  • Kimyasal Yıkama Sistemi ve Dozaj Sistemleri, 
  • Ters Yıkama Deposu ve Pompası 
  • Otomasyon Ünitesi 

Ultrafiltrasyon Sisteminin Kullanıldığı Uygulamalar, 

  • İçme Suyu Hazırlama işleminde, 
  • Ters Ozmoz Sistemi Ön Filtrasyonu, 
  • Deniz Suyu Filtrasyonu 
  • Nehir, göl ve kuyu sularının hassas filtrasyonu, 
  • Arıtılmış Atık Suyun Geri Kazanımında 
  • TOC ve Renk Gideriminde, 

TERS OZMOZ MEMBRANLARI 

Ters ozmoz genellikle su için kullanılan filtrasyon işlemidir ve kompleks bir membran teknolojisidir. Ters Ozmoz membranları, su ve çözünmüş iyonların üretim tarafıa geçmesine izin verirken düşük molekül ağırlıklı organik maddeler ile tuzları konsantre atık şeklinde sudan ayırır. 

Membranlar her uygulama için farklı özelliklerde imal edilebilir; 

  • Endüstriyel uygulamalarda kullanılan Endüstriyel Tip Membranlar, (Düşük ve Yüksek Basınç Membranlar) 
  • Deniz Suyu Membranları 
  • Şarap, Bira ve Süt üretim proseslerinde kullanılan Hijyenik Membranlar; 
  • Gıda, ilaç ve diğer endüstriyel üretim yapan işletmelerde sıcak su ile yıkanabilir Sanitary Membranlar, 
  • Yüksek Bor içeren sularda Bor giderimi için tasarlanmış özel membranlar, 
  • Full –Fit membran tipleri, 
  • TOC giderimi için üretilen özel tip membran modelleri başlıca membran tiplerini sıralayabiliriz. 

Ultrafiltrasyon(UF) membranları 

  • Ultrafiltrasyon membranları, molekül ağırlığı ayırma sınırı (Molecularweightcut- off-MWCO) ile tanımlanır. 
  • UF membranları için işlem basıncı genellikle 1,5 ve max. 4 Bar arasındadır. 
  • UF membranları 0,005-0,2μm arasında gözenek çapına sahiptir ve böylece molekül ağırlığı ayırma sınırı MWCO 1.000 -500 000 Dalton olan makro molekül içeren sıvıları saflaştırılır, fraksiyonlanır ya da konsantre edilir. 
  • Seçilen MWCO ya göre membran, çözünmüş tuzların, su ve suda çözünmüş düşük molekül ağırlıklı maddelerin geçmesine izin verir. Süspanse katılar ve yüksek molekül ağırlıklı suda çözünmüş maddeler membranda alıkonarak konsantre edilir. 
  • Geniş pH aralıklarında çalıştırılabilir. Öyle ki klorlu besleme sularının arıtılması özelliğini sağlamasında veya membranların oksitleyici kimyasallar ile temizlenmesinde oksidan maddelere karşı oldukça toleranslıdır. 
  • Sistemde düşük basınç kayıpları yaratır, enerji tasarrufu sağlar, 
  • UF membranlar ters Ozmoz membranlarına oranla daha uzun ömürlüdür. 

Membran yüzeyindeki tıkanmaların nedenleri silika, kalsiyum, magnezyum, sülfat gibi iyonlardır. Kristal tuzların ( CaCO3, SrSO4,CaSO4, BrSO4 gibi…) önleyicisi olarak da tanımlanan antiskalantlar, yüksek kireç ve kirlilik çözme kapasitesi ile, kirliliği azaltarak, membran temizleme süresini uzatır.  
 
Doğru antiskalant kullanımı, membranların tıkanmadan çalışmasını ve uzun ömürlü olmasını sağlamaktadır, bu nedenle membran üreticileri de antiskalant kullanımı konusunda kullanıcılara tavsiyelerde bulunmaktadır.  
 
Antiskalant seçimi membran tipine ve uygulanacak ham suya göre seçilmelidir. Her su için aynı antiskalant kullanılmaz. Örneğin Deniz suyu için kullanılan antiskalant ile içeriğinde silikat iyonunun yoğun olduğu kuyu suyunda aynı kimyasal kullanılmaz.  
 
Kullanılacak Antiskalant Özellikleri Ne Olmalıdır?  
 

  • Ters Ozmoz sistem verimini arttıran,  
     
  • Maximum üretim ↔ optimum operasyonu dengesini sağlayan,  
     
  • Membranın ömrünü uzatmak → işletme maliyetlerini düşüren,  
     
  • Enerji maliyetlerinin düşürülmesi için yardımcı olan,  
     
  • CaCO3, CaSO4, CaF2, Ca3(PO4)2, BaSO4, StSO4, silika ve metal oksitler gibi mineral birikimlerin engellemesini sağlayan,  
     
  • Birikintilere sebep olabilecek depozitleri dağıtarak daha temiz membran yüzeylerinin oluşmasını sağlayan,  
     
  • Her tür membran ile uyumlu olan,  
     
  • Çevre dostu ve tehlikeli bir kimyasal OLMAYAN !!!  
     
  • Yüksek kalite standartlarına uygun olarak imal edilen ve İmalatçının ISO 9001/14001 sertifikaları olan,  
     
  • Gıda ve İçme suyu uygulamalarında kullanımı uygun olan ve NSF sertifikasına sahip olmalıdır. 

 
Nasıl Çalışır?  
Antiskalantlar çökelme tepkimelerini inhibe edici etkiye sahip yüzey aktif maddelerdir. 3 temel çalışma prensibi vardır; 

 
Eşik Değer İnhibisyonu; eşik değer inhibisyonu antiskalantin çözeltiyi tam doygun hale getirerek az çözülebilentuzların çökelmesini engeller. Mikroskobik seviyede kristal oluşumusırasında, antiskalant molekülünde bulunan negatif yüklü iyon grupları çözeltide bulunan pozitif yüklü iyon gruplarıyla reaksiyonagirerek kristal oluşumunu engeller. 
 
Kristal Modifikasyon; Kristal modifikasyonu, bir antiskalantın var olan kristallerin şeklini deforme ederek daha çökelti yoğunluğununazalmasını sağlar. 
 
Dispersiyon; Dispersiyon bir antiskalantın yüksek enerjili anyonik yük oluşturarak Kristal ve kolloidal partiküllerin adsorblamasıdır. Partiküller adsorbant arasında oluşan yüksek enerjili bağlar Kristal büyümesini engeller. 
 
 
Teknik Destek ve Servis  
Nitelikli ve kaliteli servis ve mühendislik bilgimiz ile aşağıdaki konularda müşterilerimize destek vermekteyiz;  
 

  • Antiskalant Seçim ve Dozaj miktarı için projeksiyon çalışması  
     
  • Membran Otopsisi,  
     
  • Membran Yıkama Uygulamaları  
     
  • Mikrobiyolojik kirlilik kontrolü, 

Antiskalant Seçim ve Dozaj Programı  
Ham suyunuza en uygun Antiskalant modelini seçmek ve optimum dozaj miktarını belirlemek için “Antiskalant Seçim ve Dozaj Programı” kullanılır.  
Sistem performansını artırmak ve membranlarınızı çözünmüş iyonlardan korunması için bu program ile seçilmiş antiskalantı kullanmak en doğru yöntem olacaktır.  
En uygun Antiskalant seçimi için bazı ayrıntılı bilgilere ihtiyaç duyulabilir;  
 

  • Ham su analizi  
     
  • Su sıcaklığı,  
     
  • Ön Şartlandırma ekipmanları,  
     
  • Ters Ozmoz Çalışma verimi,  
     
  • Ters Ozmoz membran modeli 

BWA  FLOCON PLUS N 

Flocon Plus N, yüksek performanslı sıvı bir antiskalanttır. Flon Plus N, membranlar üzerinde özellikle çözünmüş inorganik tuzların çökelip birikmesini kontrol etmede oldukça etkilidir. Özellikle karbonat, sülfat ve diğer inorganik kirleticilerden membranları koruyarak tıkanmalarını önlerler, geciktiriler. 

BWA MC 3 ve MC 11 YIKAMA KİMYASALLARI 

EDI, Ters Ozmoz, Ultrafiltrasyon ve Nanofiltrasyon gibi ileri arıtma sistemlerinizin membran ve stack’larini ilk günkü gibi aynı performansta kullanabilmek için Flocon yıkama kimyasallarını kullanabilir ve mükemmel sonuçlar alabilirsiniz. 

KURITA K-2132  Model Antiskalant  
KuriFLOAT K -2132 model antiskalant, membranlarda özellikle kalsiyum ve magnezyum iyonlarının oluşturabileceği tıkanmaları engelleyen, oldukça etkili sıvı formda bir kimyasaldır. K-2132 model antiskalant kimyasalının uygun ölçüde ve doğru kullanılması ile membran ömründe artış ve işletme maliyetlerinde azalmalar görülebilmektedir. Ters Ozmoz, nanofiltrasyon ve ultrafilrasyon uygulamaları gibi tüm membran proseslerinde mükemmel sonuçlar elde edilmesini sağlar.  
 
KURITA K-4245  Model Antiskalant  
Kurita K-4245, özellikle silika iyonunun yüksek miktarda bulunduğu ham su kaynaklarında ve silika giderimi istenilen uygulamalarda kullanılan sıvı formda antiskalanttır. Tüm membran proseslerinde silika giderimi için kullanılabilecek en uygun kimyasal olduğu pilot testler ve uygulamalar ile kanıtlanmıştır. Elde edilen veriler, 100 ppm’e kadar silika oranının etkili bir şekilde kontrol atına alınabildiğini göstermektedir. Bu ürünün kullanımı ile işletme maliyetlerinde azalma olacağı gibi aynı zamanda da daha uzun sistem ömrü elde edilebilmektedir.  
 
RO 700 ANTİSKALANT  
RO 700, deniz suyu uygulamalarında, ağır metal içeren sularda, fosfat içerikli zor sularda CaSO4, organikler, Ca(PO4)3 gibi kristal çökeleklerinin membranı tıkamaması için kullanılması en uygun kimyasaldır. 

Ters Ozmoz cihazlarının periyodik olarak temizliğinin yapılması çok önemlidir. Zaman içinde safsızlıklar membran yüzeylerinde saf su akış debisini ve iletkenliğini olumsuz yönde etkileyen tabakalar oluştururlar. Bu birikimler membranlardan uzaklaştırılmazsa, kalıcı fiziksel ve kimyasal hasarlar meydana getirerek membranların ömrünü kısaltabilir. İyi su akışında azalma, iyi su iletkenliğindeki artış veya cihazda oluşan basınç kaybındaki artış, temizlik gereğinin bir göstergesidir. 

Ters Ozmoz membranlarının yıkanması için özel bir “Yıkama Sistemi” olmalıdır. Bu sistem üzerinde Kimyasal tankı, pH – sıcaklık kontrolleri ile asidik ve alkali yıkama kimyasallarına dayanıklı pompa bulunmalıdır.  
 
Membran Yıkama Uygulamaları  
Stabil ve güvenilir bir sistem performansı için ve membran elemanlarının uzun ömürlü olması için ters ozmoz sisteminde kullanılan membranlar ile verimli ve uyumlu olan özel temizleme kimyasalları kullanmak yararlı olacaktır. Yıkamada uygulanacak kimyasalın kalitesi çok önemlidir. Yıkama kimyasalları, membran imalatçıları tarafından onaylanmış, Ters Ozmoz membran imalatçılar tarafından sıklıkla kullanılmaya uygun olan ve tüm membranlar ile uyum içinde çalışan kimyasallar olmalıdır.  
 
 
Özel CIP kimyasalları kullanırken, uygun kullanım için üreticiden temizleme talimatlarına bakılarak CIP işlemi gerçekleştirilmelidir. CIP işlemi aşağıdaki koşullarda yapılmalıdır;  
 

  • 4-5 aylık Periyodlarda, 
  • Sistem devreye alındığındaki çalışma basınçlarında ±%15 lik değişimlerde, 
  • Atık ve Üretim suyu debilerinde ±%15 lik değişim olması durumunda, 
  • İletkenliğin ±%15 oranında değişmesinde 

ÖZEL CIP Kimyasalları Kullanım Avantajları :  
 

  • Enerji maliyetleri düşer, 
  • Tasarım projeksiyonuna yakın debi ve basınçlar söz konusu olur, 
  • İçme suyu uygulamaları için uygundur, 
  • Yüksek sistem performansı ve Membran elemanlarının uzun ömürlü olması için, 
  • Kullanılan CIP kimyasalları sistemin membranları ile % 100 uyumlu olmalıdır, 
  • Tüm CIP Kimyasalları önde gelen membran üreticileri tarafından üretilen ve yaygın olarak kullanılan RO / NF ve UF / MF membran elemanları ile uyumlu olmalıdırlar.  
     

Ters Ozmoz Yıkama Kimyasalları 
KUVVETLİ ASİDİK MEMBRAN YIKAMA KİMYASALI  
Özellikle metal hidroksitleri ve kalsiyum karbonat gibi zaman içerisinde membran yapısında birikmelere ve tıkanmalara yol açan bileşiklerin membran yüzeylerinden temizlenmesini sağlayan düşük pH değerine sahip, sıvı formda membran yıkama kimyasalıdır. Bu etkili ürünün kullanımı ile membran proseslerinin daha uzun ömürlü olabilmesi sağlanmaktadır.  
 
ZAYIF ASİDİK MEMBRAN YIKAMA KİMYASALI  
Membran yüzeylerinde zaman içerisinde biriken biyolojik ve diğer organik kalıntıları temizlemek için kullanılan düşük pH değerinde, sıvı formda membran yıkama kimyasalıdır.  
 
ALKALİ MEMBRAN YIKAMA KİMYASALI  
Organik maddelerin, çökelme sonucu oluşan çamur su tabakanın ve diğer parçacıkların polisülfon, fluorakarbon ve tüm poliamid TFC Ters Ozmoz ve ultrafiltrasyon membranlarından uzaklaştırılmasını sağlayan yüksek pH değerinde ve sıvı formda membran yıkama kimyasalıdır. 
 
 
MEMBRAN OTOPSİSİ 
Bu işlem çok özel bir uygulamadır. Bu yöntem ile işletmenizdeki UF / RO / NF membranlarınızın neden tıkandığını bulabilir ve bu tıkanmayı önleyecek ek emniyet tedbirleri alabilirsiniz.  
 
Membran otopsileri deneyimli firma ve mühendislerce yapılması halinde sistem sorunları çözmek için en doğru ve objektif bir yöntem olabilir. Membran otopsisi ile membran kesilerek her katmandan alınan depozit örnekleri ile pek çok sorun çözülebilir. Membran otopsi işleminde membran üzerinde 20 den fazla test yapılır. Her test sonucu membranların neden kirlendiğini ve çökelmelerin nedenine ilişkin belirli bilimsel veri sağlayan ayrıntılı bir soruşturma analiz sonucunu verir. 
 
 

Dolgu Malzemesi 

Filtrasyon Amaçlı Kuartz kum 

5-3 mm Kuartz Kum 

3-1 mm Kuartz Kum 

1 – 0,5 mmKuartz Kum 

Antrasit 

Genel olarak içme, proses, atık su ve havuz suyu arıtımında basınçlı veya basınçsız filtreler kullanılarak uygulanır. Antrasitin en büyük avantajı doğal porozitesinin %36 dan büyük olmasıdır. Diğer standart antrasit ürünlerinde ise bu değer yaklaşık olarak %10-15 civarındadır. 

Antrasitin kirletici tutma kapasitesi standart kum filtrelerine göre 4.47 kat daha yüksektir. Böylece filtrenin servis süresi arttırılırken ters yıkamada harcanan su miktarı da 1.5 kat azaltılmış olur. 

Uygulama Alanları : 

  • AKM gideriminde 
  • Yüzey ve Kuyu sularının filtrasyonunda 
  • Koagülasyon sonrasında 
  • Buhar ve Elektrik santrallerinde 
  • Kimya endüstrisinde 
  • Petrol ürünleri ile kirlenmiş atıksuların filtrasyonunda 
  • Havuz suyu filtrasyonunda 
  • Kondens suyu filtrasyonunda 

Reçineler: 

Su saflaştırma işlemlerinde, Su yumuşatma işlemlerinde ve sudan spesifik iyon ayrımı yapılacak işlemlerde Çeşitli reçineler kullanılır. 

  • Katyonik Reçineler, 
  • Anyonik Reçineler 
  • MixBed Reçineleri, 
  • Foodgrade Reçineler 
  • Su Yumuşatma Reçinesi 
  • Su Arıtma Reçinesi 
  • İyon değiştirici reçine (Bor giderimi, Nitrat giderimi, Sülfat giderimi vb iyonların tutulması için kullanılan reçinelerdir.) 

Aktif Karbon 

Aktif karbon, koku, tat ve renk arıtımında kullanılan, kristal formu ve oldukça geniş iç gözenek yapısı ile karbonlu adsorbanlar ailesini tanımlamada kullanılan genel bir terimdir. Su ve gaz arıtımında koku, renk ve bulanıklığı adsorbe eder. 

Her tür evsel ve endüstriyel arıtım cihazında, atık su ünitelerinde, gaz arıtımı ve havalandırma ünitelerinde kullanılır. 
 

Dolamit 

Dolomit, kireç taşında kalsiyum ve magnezyumun birlikte yer almasından oluşan doğal bir mineraldir. Kimyasal formülü CaMg(CO3)2dir. Su arıtma proseslerinde“post filtrasyon (re-mineralizasyon – mineral takviyesi)” işlemi için kullanılmaktadır. 

Ters ozmoz sistemi sonrasında saflaştırılmış olan ürün suyunun pH değerini yükseltmek ve ek mineral kazandırmak için kullanılmaktadır. Dolomit filtreler manüel kontrollüdür. Su, filtre içerisinde yukarıdan aşağıya doğru süzülürken dolomit minerali eriyerek suya kalsiyum, magnezyum ve karbonat gibi doğal mineraller kazandırmış olur. Zaman içerisinde eridikçe eksilen mineralin üzerine yenisi ilave edilerek minerallendirme işlemine devam edilir. 

YENİ NESİL EKOLOJİK DEZENFEKTAN 

PULIREX OXY NEDİR 

100 ml çözeltide; % 99,956 (w/w) Hidrojen peroksit (%50’lik) ve % 0,044 (w/w) Kolloidal gümüş içeren, renksiz ve kokusuz bir sıvıdır. 

PULIREX-OXY ÖZELLİKLERİ 

Kolloid gümüş ile stabilize edilmiş hidrojen peroksittir. Etki spektrumu geniştir. PULIREX-OXY hidrojen peroksit ve kolloidal gümüşün sinerjistik etkisi ile hızlı ve kalıcı dezenfeksiyon sağlar. Bakterisit, virüsit, fungusit, algisit, amibisit özelliklerinin olmasının yanısıra biyofilme karşı etkilidir. Biyolojik olarak yıkımlanır. %99,99 oranında su ve oksijene ayrışır. Kalıntı bırakmaz. Doğaya dost, ekolojik dezenfektandır. Yüksek sıcaklıklarda da etkilidir. Solüsyonu serin ve karanlık ortamda saklanması koşuluyla 2 yıl etkinliğini korur. 

 
NEDEN PULIREX-OXY ? 
Sıradan hidrojen peroksitler ile PULIREX-OXY arasındaki fark, PULIREX-OXY‘ nin içerisindeki kolloidal yapıdaki gümüştür. Günümüzde, piyasada kolloidal gümüş ile stabilize edildiği iddia edilen birçok hidrojen peroksit bulunmaktadır. Bu ürünler kolloidal gümüşten elde edildiği iddia edilmesine rağmen gümüş nitrat kullanılarak elde edilir. Bu iki hidrojen peroksit arasında önemli ölçüde fark vardır. Örneğin; Gümüş nitrat, kimyasal formülü AgNO3 olan toksik ve kimyasal bir bileşiktir. Kolloidal gümüş ise bir bileşik değil  elementtir ve mikroskobik gümüş partiküllerinin sıvı bir süspansiyonudur. Hem stabil edici hem de aktivatör olarak görev yapmaktadır. 

H2O2 kararlı bir yapıya sahip değildir, yavaş bir şekilde oksijen ve suya dönüşür. Bu problemi çözmek için az miktarda kolloidal gümüş stabilizatör olarak ürüne eklenmiştir. Stabilizatör, hidrojen peroksitin salınımı engeller. Bu şekilde PULIREX-OXY, 2 yıl gibi bir raf ömrü kazanır. 
Kolloidal gümüş, aktivatör olarak da etki eder. Hidrojen peroksiti yalnızca kirlilik (organik materyal) ile maruz kalındığında serbest bırakır. Organik materyal ile temas olduğunda kolloidal gümüş stabilizatör etkinliğini kaybeder ve hidrojen peroksidi aktive etmeye başlar. Bu şekilde kolloidal gümüşün oksijeni aktive edebilme kapasitesi organik materyal varlığına kadar devam eder. Tüm organik materyal okside edildiğinde ise üretilmiş aktif oksijen, kolloidal gümüş tarafından stabilize edilir. Bu etkiye ” depo etkisi” denir. 

 
Mikrobiyal Aktivite 
Aktive edilmiş hidrojen peroksit, aktif oksijen bileşiklerini meydana getirir.  Bu bileşikler yüksek kinetik enerjiye sahiptir. Böylelikle hücre duvarına kolayca girebilirler ve hücrenin içini kolayca okside ederler.  İyi bir dezenfeksiyon için hidrojen peroksit yerine daha az miktarda PULIREX-OXY yeterlidir. 

PULIREX-OXY AVANTAJLARI 
 

• Mükemmel bir bakterisit, virüsit, fungusit ve yosun öldürücüdür. 
• Etki spekturumu geniştir. 
• Aktif oksijen bazlıdır. %99,99 oranında su ve oksijene ayrışır. 
• ZNS PULIREX-OXY Hiçbir kimyasalla bileşik oluşturmaz. Çünkü kimyasal bir bileşik değildir. 
• ZNS PULIREX-OXY mikroskobik gümüş partiküllerinden oluşan sıvı bir süspansiyon dur. 
• Biyolojik olarak tamamen yıkımlanır. Çevreye dosttur. Renksiz ve kokusuzdur, kalıntı bırakmaz. 
• Yüksek düzeyde ve uzun süreli dezenfeksiyon sağlar. 
• Kullanımı kolaydır, fırçalama gerektirmez. 
• Yüksek sıcaklıklarda da etkisini sürdürür. 
• Organik kontaminasyonları ortadan kaldırır. 
• Önerilen dozlarda kullanıldığında korozif değildir. 
• Kullanıcı dostudur, güvenlidir. 
• Kanserojen ve mutajen etkisi yoktur. 
• Sağlık Bakanlığı’ndan onaylıdır. (Ruhsat No: 2013/180) 

Elektrodeiyonizasyon Sistemleri 

EDI Elektrodeiyonizasyon Sistemi 

EDI (Elektrodeiyonizasyon) Nedir? 

Elektrodeiyonizasyon, doğru akım altında (-) anot ve (+) Katot, iki elektrot arasında sıkışmış iyon seçici membranlar ve iyon değiştirme reçinelerinin bir kombinasyonu şeklinde kullanılarak suyu saflaştıran bir teknolojidir. 

İyon seçici membranlar, iyon değiştirici reçineler gibi aynı prensip ve ilkeler ile çalışır. 

İyon Seçici Membranlar; 

  • Anyon seçici membranlar, anyonları geçirirken katyonları geçirmez. 
  • Katyon seçici membranlar da katyonları geçirir anyonları geçirmez. Membranlar su moleküllerini geçirmezler. 

Anyon ve katyon seçici membranların bir çerçeve modülü içinde boşluklu ve alternatif katmanları ile birlikte saf su üretim ve konsantre atık paralel bölmeleri ile bir bütün oluştururlar. Bu bütünlüğü oluşturan parçaya “stack” denir. Iyon-seçici membranlar inert polimer bir çerçeveye sabitlenir. Bu çerçeve içinde kalan boşluklar ise iyon değiştirici reçineler ile doldurulur. Saf su üretim kanalları arasında konsantre atık kanalları bulunur. 

EDI besleme suyu ihtiyacını karşılayabilmek için kesinlikle iyi dizayn edilmiş tek veya çift kademe ters ozmoz cihazına ihtiyaç duyulur. Optimum şartlarda tasarlanmış bir Ters Ozmoz Cihazından elde edilecek EDI Besleme suyu, EDI modüllerinin ömrünü uzatmak için iyi bir anahtardır. 

EDI Besleme suyu özellikleri aşağıdaki gibi olmalıdır; 

İletkenlik               : 0 – 42 µS/cm2 

Sertlik                   : max. 1.0 ppm (as CaCO3) 

Organikler (TOC) : max. 0.5 ppm 

Silica                     : max. 0.5 ppm 

Fe, Mn, H2S         : < 0,01 mg/l 

Total CO2             : < 5 ppm 

pH                        : 5.0 – 9.5 

Sıcaklık                 : 5 – 35 0

Bulanıklık              : < 1 NTU 

EDI ve MIX-BED Karşılaştırması 

EDR Nedir? 
 

  • EDR tanımı olarak ters Elektrodiyaliz işlemidir. EDR Teknolojisinde doğru akım voltajı kullanılır. Ayrıca EDR teknolojisinde sürekli yer değiştiren elektrotlar ve Anyon ve Katyonları geçirebilen yarı geçirgen iyon seçici membranlar bulunmaktadır. 
  • EDR; doğru akım voltajı altında sudaki iyonları, iyon değişimi prensibiyle çalışan membranlar tarafından, transfer edildiği bir elektrokimyasal ayırma işlemidir. 
  • EDR membran yüzeylerini, otomatik olarak temizlemek için “Elektro Polarite Değişimi” kullanır. 
  • EDR’da, DC elektrik polaritesi saat başına 2-4 kez ters çevrilir. Yani DC akım ters çevrildiğinde anyon ve katyon seçen membranlar da yer değiştirir. 
  • Polarite ters çevrildiği zaman, konsantre ve seyreltilmiş su kaynağı bölümleri de yer değiştirir. Ve bu nedenlerle elektrotlarda kimyasal tepkimeler oluşur. Bu polarite değişimi membranlarda kireç (kışır) oluşumunu önlemeye yardımcı olur. 
  • Bu proseste, su kaynağından iyonları (anot ve katot iyon türlerini) konsantre atık hattına kadar aktarmak için itici bir güç kullanır. 
  • ED, Elektrik potansiyeli ile yüklü yarı geçirgen iyon değiştirici membranlar sayesinde ham suya iyonları aktararak iyonların elektrik yüküne göre çözünmüş katıları-iyonları seçicilikle uzaklaştırır. 

EDR NERELERDE KULLANILIR? 

  • Alt yapı çalışmalarında ve çeşitli endüstriyel proseslerde kullanılan kanıtlanmış, güvenilir bir arıtma teknolojisidir. 
  • EDR doğru tasarlanıp ve işletildiği zaman ekonomik çalışan bir cihaz konumuna gelir ki EDR ile yüzey suları, tekrar tekrar kullanılan su kaynaklar ve bazı proses sularını iyileştirmek mümkündür. 
  • EDR Teknolojisi; organik kirlenme sorunlarını önlemek için iyi bir çözüm anahtarıdır. 
  • Radyum / Florür / Demir / Mangan / Sülfat / Nitrat / Selenyum / Perklorid / Bromgibiinorganik iyonları gidermek için de kullanımımevcuttur. 
  • EDR inorganik ve organik iyon giderimin yanında evsel ve endüstriyel atık suların geri kazanımı için de kullanılan en yeni ve kusursuz teknolojidir. 

EDR’ın diğer kullanım alanları: 

  • Soğutma kulelerin de tekrar kullanım için son atık su arıtma, 
  • Tuzlu (iletkenliği çok yüksek) kuyu sularının arındırılması 
  • Ters Ozmoz atık suyunun geri kazılması, 
  • Peynir altı suyu ve soya saflaştırma, 

Bir çok uygulama için EDR teknolojisi diğer membran teknolojilerine göre en iyi hidrolik kazancı ve uygun maliyeti olan bir teknik durumundadır. 

EDR’ın diğer önemli bir avantajı da çok az atık su ile çalışmasıdır. 

EDR SİSTEMİ ve TERS OZMOZ SİSTEMİ KIYASLAMASI 

  • EDR sisteminin su kazancı TO sistemine göre yüksektir. EDR sistemi ile nominal %80-95 oranında su kazanılır, RO’da %50-75 oranında su kazancı mümkündür. 
  • EDR sistem yüksek besleme suyu kalitesi gerektirmez, 
  • EDR bir Ters Ozmoz sistemi ile karşılaştırıldığında cihaz üzerinde yaşanacak problemlere göre daha az duyarlıdır. Yani Ters Ozmoz cihazına göre hantal bir cihazdır. 
  • EDR’a giren suyun kalitesi “SDI 12” olabilir. TO ise SDI 3 değerine müsaade etmektedir. 
  • Yüksek silikat içeriği olan sularda EDR sorun yaratmaz. İyon değiştirici membranlar üzerinde silikat tuzları çökelme meydana getirmez. Silikat olduğu gibi sistemden çıkar. 
  • TO’da ise silikat büyük bir sıkıntı yaratır. Silikattan TO membranları çok çabuk tıkanır ve kimyasal yıkama ile açılmaz. 
  • EDR suda 1ppm üzerinde bulunan serbest- bakiye klorlu sularda devamlı çalışır, sorun yaratmaz. 
  • TO membranlarına asla klorlu ve oksidan maddeli sular veril-MEZ !!! 
  • Mikrobiyoljikkirlilkten dolayı oluşan Biofilm tabakasını gidermek ve oluşmasını önlemek için EDR sistemini Klorla çalıştırılabilir. 
  • EDR bakteriyolojik kirliliklerden ve yüksek sıcaklıktan etkilenmez 
  • TO membran özel ve pahalı temizleme kimyasalları gerektirirken EDR membranları asit ve tuzlu su / kostik yıkama ile temizlenebilir. 
  • EDR sağlam kalın membran teknolojisi ile membran ömrü 7 – 10 yıl gibi düşünülebilirken. TO membranların ömrü ise EDR’a göre oldukça azdır. 
  • İyon değiştirici membran tekniği sayesinde EDR girişine tuz konsantrasyonu yüksek iyonlar için asit- kostik dozajı yapmamıza gerek kalmamaktadır. 
  • EDR tesisleri TO’ya göre daha sessiz çalışır. 
  • EDR TO’ya göre daha düşük basınçlarda çalışır. 

İleri Oksidasyon Prosesleri 

Atıksu arıtımında daha ekonomik olması nedeniyle genellikle biyolojik prosesler kullanılmaktadır. Ancak, atıksuda toksik ve kalıcı özellikte organik maddelerin bulunması durumunda biyolojik prosesler yeterli verimi sağlayamazlar. Bu tür atıksularda BOİ KOİ’den çok küçüktür ve bu nedenle biyolojik yeterli gelmemektedir. Bu atıksuların arıtımında fizikokimyasal yöntemler (koagülasyon-flokülasyon, filtrasyon, aktif karbon adsorbsiyonu, hava ile sıyırma) etkili olmasına rağmen kirleticilerin gideriminden ziyade, bir ortamdan başka bir ortama transferi söz konusu olduğundan tercih edilmemektedir. Bunun için, özellikle biyolojik arıtımdan önce organik yük ve toksisiteyi azaltmak için ileri oksidasyon prosesleri kullanılmaktadır. İleri oksidasyon prosesleri, yüksek elektrokimyasal oksidasyon potansiyeline sahip hidroksil radikallerinin oluşumuna dayanmaktadır. Hidroksil radikalleri seçici olmayıp tüm organik maddeler ile reaksiyona girerler ve son ürün olarak CO2 ve H2O oluştururlar (Martinez v.d., 2003; Çatalkaya v.d., 2004).  

Fenton Tabanlı IOP 

Atıksularda toksik ve kalıcı organiklerin bulunması durumunda biyolojik arıtımla yeterli verim elde edilemeSİ mümkün değildir. Bu tarz atıksulardan toksisite ve organik yük giderimi için biyolojik arıtım öncesi ileri oksidasyon proseslerine dayanan kimyasal prosesler kullanılmaktadır. İleri oksidasyon prosesleri, hidroksil radikallerinin oluşumuna dayanmaktadır. İleri oksidasyon proseslerinden biri olan Fenton prosesi, diğer ileri oksidasyon prosesleriyle karşılaştırıldığında basit ve ekonomik oluşu, kısa reaksiyon zamanı gerektirmesi gibi birçok avantaja sahiptir. Fenton proses, birçok farklı alanda uygulanmaktadır.  

Bir ileri oksidasyon prosesi olan Fenton yaklaşık 100 yıl önce keşfedilmiştir. Ancak, bir oksidasyon prosesi olarak kullanımı 1960’lardan sonrasına rastlamaktadır. Fenton proses, asidik şartlar altında Fe+2 iyonunun hidrojen peroksit ile reaksiyonuna dayanmaktadır. Bu reaksiyon sonucu hidroksil radikalleri oluşmaktadır.  

Fe+2 + H2O2  →  Fe+3 +OH. +OH 

Demir iyonu, H2O2’in ayrışmasını başlatır; kataliz eder ve hidroksil radikalleri oluşur. Radikallerin oluşumu sulu çözeltilerde bir kompleks reaksiyon zinciri şeklindedir.  

OH. + Fe+2 →  OH + Fe+3 

Oluşan ferrik iyonlar da hidrojen peroksiti kataliz ederek su ve oksijene ayrıştırır. Demir iyonları ve radikaller de reaksiyonlarda oluşur. Fe+3 iyonunun H2O2 ile reaksiyonu Fenton benzeri proses olarak adlandırılmaktadır.  

Fe+3 + H2O2  ↔ Fe-OOH+2 + H+ 

Fe-OOH+2 → HO2 . + Fe+2 

Fe+2 + HO2 . → Fe+2 + O2 + H+ 

OH. + H2O2 → H2O + HO2 . 

Hidroksil radikalleri protonları çıkararak organikleri okside etmektedir ve çok iyi reaktif olan organik radikaller üretilmektedir.  

RH + OH. → H2O +R. → daha ileri oksidasyon  

Organik serbest radikaller Fe+3 ile okside edilebilir, Fe+2 ile indirgenebilir veya dimerize edilebilir.  

R. + Fe+3 -oksidasyon→ R+ + Fe+2 R. + Fe+2  

-indirgeme→ R + Fe+3 

2R.dimerizasyon→R-R 

Demir iyonları, hidrojen peroksitle ferrik hidroksi kompleksler oluşturmak üzere reaksiyona girerler.  

[Fe(H2O)6]+3 + H2O → [Fe(H2O)5]+2 + H3O+  

[Fe(H2O)5]+2 + H2O ↔ [Fe(H2O)4(OH)2]+2 + H3O+ 

 pH 3 ve 7 arasında yukarıdaki kompleksler aşağıdaki komplekslere dönüşmektedir.  

[Fe(H2O)5OH]+2 ↔ [Fe(H2O)8(OH)2]+4 + 2H2

[Fe(H2O)8(OH)2]+4 + H2O ↔ [Fe(H2O)7(OH)3]+3 + H3O+ 

[Fe(H2O)7(OH)3]+3 + [Fe(H2O)5]+2 ↔ [Fe(H2O)7(OH)4]+5 + 2H2

Bu kompleksler, Fenton prosesin koagülasyon kabiliyetini meydana getirmektedir (Neyens and Baeyens, 2003). 

Fenton proses, genel olarak dört aşamada gerçekleẟmektedir: pH ayarlama, oksidasyon reaksiyonu, nötralizasyon-koagülasyon ve çöktürmedir (Bidga, 1995). 

Fenton proses H2O2/Fe+2 oranına bağlı olarak farklı arıtma fonksiyonlarına sahiptir. Fe+2 miktarının H2O2’den fazla olması halinde arıtımda oksidasyon yerine kimyasal koagülasyon etkili olmaktadır. 

Fenton prosesin başlıca avantajları şunlardır: 

–          Hem demir hem de hidrojen peroksitin ucuz olması. 

–          Homojen katalitik yapısından dolayı kütle transfer sınırlamasının olmaması.  

–          Prosesin teknolojik olarak basit olması. 

2.  FENTON PROSES ETK LEYEN FAKTÖRLER 
 
Fenton prosesi etkileyen faktörler; Fe+2, Fe+3, H2O2 konsantrasyonları, pH, sıcaklık ve organik ve inorganik kirleticilerin miktarıdır. Bu parametreler reaksiyon verimini tayin etmektedir. 
2. 1. pH 
Fenton prosesle kirleticilerin parçalanmasında iẟletme pH’ı etkin bir parametredir (Lin ve Lo, 1997; Kang ve Hwang, 2000 ). Fenton prosesle yapılan çalıẟmalarda, çoğunlukla optimum pH olarak 3 bulunmuẟtur (Neyens ve Baeyens, 2003). Daha düẟük pH’larda [Fe+2(H2O)] +2 oluẟumu meydana geldiğinden daha az hidroksil radikali üretilmektedir. pH>4 olması halinde Fe+2 komplekslerinin oluẟumundan dolayı parçalanma hızı azalır. 

2. 2. Demir yonu Konsantrasyonu 
Demir iyonu konsantrasyonunun artmasıyla parçalanma hızı artar. Ancak, belli konsantrasyonun üzerinde parçalanma hızı oldukça azdır. Hatta, fazla demirin kullanılmasından dolayı çıkıẟta çözünmüẟ veya askıdaki demir miktarı artmaktadır. 

2. 3. Hidrojen Peroksit Konsantrasyonu 

Hidrojen peroksit konsantrasyonunun artmasıyla genellikle kirleticilerin parçalanma hızı artmaktadır (Kang ve Hwang, 2000). Ancak, fazla miktarda hidrojen peroksit konsantrasyonu durumunda hidroksil radikalleriyle reaksiyona gireceğinden tavsiye edilmemektedir. Aynı zamanda fazla hidrojen peroksit konsantrasyonu KO ’nin artmasına da neden olmaktadır. 

2. 4. Sıcaklık 

Fenton proseste diğer etkin bir parametre sıcaklıktır. Yapılan bir çalıẟmada 30 oC sıcaklık optimum olarak bulunmuẟtur (Lin ve Lo, 1997). Sıcaklığın 10 °C’dan 40 °C’ye artmasıyla parçalanma veriminin değiẟmediği, 40 °C üzerinde hidrojen peroksitin su ve oksijene parçalanmasının artmasından dolayı soğutma iẟleminin yapılması gerektiği tavsiye edilmiẟtir (Rivas v.d., 2001). 

2. 5. Kirletici Konsantrasyonu 

Genellikle, daha düẟük kirletici konsantrasyonu uygundur. Endüstriyel atıksular için çoğu zaman Fenton prosesle oksidasyondan önce seyreltme gerekmektedir. Fenton prosesle p-klorofenolün oksidasyon karakteristiğinin araẟtırıldığı çalıẟmada, p-klorofenolün parçalanma ürünü olan klor iyonunun 50 mM olması halinde Fenton prosesle p-klorofenolün parçalanma veriminin oldukça azaldığı bulunmuẟtur (Kwon v.d., 2004). 

2. 6. Tamponlayıcı Tipi 

pH ayarlamada kullanılan tamponlayıcının tipi de önemlidir. En yüksek oksidasyon verimini asetat tamponu verirken, en az verim fosfat ve sülfat tamponu ile edilmektedir (Benitez v.d., 2001). 

 
3. FENTON PROSES N VARYASYONLARI 

3.1. Foto-fenton Proses 

Fe+2, H2O2 ve UV ıẟınının kombinasyonu foto-fenton proses olarak adlandırılmaktadır. Foto-fenton proses, fenton prosese göre daha fazla hidroksil radikali üretir ve organik kirleticinin bozunma hızını ve mineralizasyonunu önemli ölçüde artırır. Fotokimyasal olarak Fe+2’ye indirgenen ve Fenton reaksiyonlarında tekrar Fe+3’e yükseltgenen demir iyonlarının çevrimi nedeniyle daha az Fe+2/Fe+3 iyonuna ihtiyaç duyulmaktadır (Alaton ve Gürses, 2004). 

Fe(OH)+2 + hí→ [Fe(OH)+2]. → Fe+2 +OH. 

Foto-fenton reaksiyonlar 400 nm’ye yakın fotonları kullanabilirler. 

3. 2. Elektro-fenton Proses 

Son yıllarda, elektrokimyasal teknolojilerin su ve atıksu arıtımı uygulamalarında bir artıẟ vardır. Elektrokimyasal proses, iki oksidasyon faaliyetine sahiptir: direkt ve indirekt oksidasyon. Direkt oksidasyon anodik yüzeylerde meydana gelirken, indirekt oksidasyon elektrokimyasal proseslerde oluẟan güçlü oksidantlarla gerçekleẟmektedir (Lin ve Chang, 2000). 

Elektro-fenton yönteminde, katodik oksijenin indirgenmesi ile elektrokimyasal hidrojen peroksit oluẟturulur ve Fe+2 iyonunun ilave edilmesi ile oksidasyon gerçekleẟtirilir. 

O2 + 2H+ +2e → H2O2 

Bu reaksiyon, süperoksit anyonik radikal (O2.) ve hidroperoksit radikal HOO. oluẟumunu içeren kompleks bir reaksiyondur. 

Elektro-fenton diğer kimyasal proseslere göre hidroksil radikallerinin daha kontrollü üretimi gibi bir avantaja sahiptir. 

Hidrojen peroksitin sürekli üretimi ve Fe+3 iyonunun katalitik indirgenmesinden dolayı Fe+2 iyonlarının birlikte oluẟması daha fazla hidroksil radikali üretimini sağlar. Reaktifin minimize edilmesi, iẟletme maliyetinde azalma sağlar ve böylece bu teknolojinin ekonomik fizibilitesi artar. 

4.  FENTONUN KULLANIM ALANLARI 

4.1.  Alifatik  ve  Aromatik  Bileiklerin Oksidasyonunda 

4. 1. 1. Fenol ve Türevleri  

Endüstriyel atıksularda (petrokimya, boya, kağıt, tekstil, kimya endüstrileri) en çok bulunan kirleticilerden biridir. Endüstriyel atıksularda fenol ve fenol türevlerine sıkça rastlanmaktadır. Özellikle kömür iẟletmelerinin kömür destilasyon ve organik sentezlerin atık akımları bol miktarda fenol ve türevlerinin kirliliğini içermektedir. Fenolik bileẟikler ayrıca kağıt hamuru ve kağıt ağartma tesisleri, reçine pestisit, insektisit, boya, çözücü endüstrileri atık sularında da yer almaktadır. Fenol, klorofenol, nitrofenol ve 2,4-dinitrofenolün fenton 

ile oksidasyonundaki kinetikleri için birçok çalıẟma yapılmıẟtır (Barbeni v.d., 1987; Lipczynska-Kochany, 1991; Potter ve Roth, 1993; Kang v.d., 1999; Yoon v.d., 2000; Kang v.d., 2002). 

Fenol, 2,4-diklorofenol organik maddelerini içeren sentetik atıksuyun ileri oksidasyon prosesleri (UV/H2O2, Fenton ve Foto-Fenton) ile arıtılabilirliğinin incelendiği çalıẟmada, Fenton prosesinin fenol içeren atıksuların arıtımında oldukça etkili olduğu ve 120 dakikalık reaksiyon süresinde fenol parçalanmasının tamamen gerçekleẟtiği saptanmıẟtır. Buna karẟılık fenolün tamamen parçalanabilmesi için gerekli olan süre Foto-Fenton prosesi ile 2.5-5 dakikalık reaksiyon süresine düẟürülmüẟtür (Çokay ve ẞengül, 2006). 

4. 1. 2. Patlayıcılar 

2,4,6-Trinitrofenol (PA), amonyum pikronitrat (AP),  

2,4-dinitrotoluen (DNT), methil-2,4,6-trinitrofenilnitramin (Tetril), and 2,4,6-trinitrotoluen (TNT) I. Dünya savaẟında kullanıldılar ve heterosiklik nitramin (heksahidro-1,3,5-trinitro-1,3,5-triazin, RDX ve oktahidro-1,3,5,7-tetranitro-1,3,5,7-tetrazosin, HMX) ise II. Dünya savaẟından sonra geliẟtirildiler (Liou v.d., 2003). Bu patlayıcılar, suda ve karada yaẟayan organizmalara toksik etki göstermektedir (Zoh ve Stenstrom, 2002). Fenton proses, patlayıcıların oksidasyonunda iyi bir yöntem olarak gözükmektedir. 2,4-dinitrotoluen (DNT), 2,4,6-Trinitrofenol (PA), amonyum pikronitrat (AP), 2, 4, 6-trinitrotoluen (TNT), methil-2,4,6-trinitrofenilnitramin (Tetril), heksahidro-1, 3, 5-trinitro-1, 3, 5-triazin (RDX), oktahidro-1, 3, 5, 7-tetranitro-1, 3, 5, 7-tetrazosin (HMX) gibi patlayıcıların Fenton prosesle okside edilebilirliğinin araẟtırıldığı çalıẟmada, parçalanma oranı sırasıyla % 93, % 88, % 81, % 36, % 29, % 18 ve % 6 olarak bulunmuẟtur (Liou v.d., 2003). 

4. 1. 3. Anilin  

Anilin ve türevleri; petrol, kağıt, kömür ve kimya endüstrilerinde yan ürün olarak üretilmektedir. Bu aromatik aminler toksik olup, kanla reaksiyona girerek hemoglobini methomoglobine çevirmektedir (Brillas v.d., 1998). Fenton proses, anilinin parçalanmasında da kullanılmıẟ ve parçalanma yolu bulunmuẟtur. Fenton prosesle anilinin parçalanma veriminin çalıẟma ẟartlarına bağlı olarak % 18 ile % 85.9 arasında olduğu bulunmuẟtur (Anotai v.d., 2006).  

4. 1. 4. Karbon Tetraklorid 

Karbon tetraklorid, ticari ve askeri uygulamalarda geniẟ bir kullanıma sahip olup, perklorlanmış biyolojik parçalanmaya dirençli bir kirleticidir. Karbon tetraklorid, solvent, pestisit, soğutucu ve aerosol sevkedici olarak geniẟ bir kullanıma sahiptir. Karbon tetraklorid gibi okside olmuẟ bileẟiklerin parçalanması oksidasyondan ziyade indirgemeyle ilerler. Dolayısıyla, karbon tetraklorid, hidroksil radikalleriyle reaksiyona girmemektedir. Yüksek hidrojen peroksit konsantrasyonu kullanarak Fenton prosesin modifiye edilmesi sonucu süperoksit radikal anyon (O2.-), hidroperoksit (HO2) veya her ikisi gibi OH. olmayan indirgeyici türlerle karbon tetrakloridin indirgenebileceği gösterilmiẟtir. Modifiye edilmiẟ Fenton prosesle karbon tetrakloridin % 50’sinin parçalandığı bulunmuẟtur (Teel ve Watts, 2002). 

4. 1. 5. Metil Tert-butil Eter (MTBE) 

Metil tert-butil eter, 1979’dan beri Amerika’da kurẟun yerine oktan artırıcı olarak kullanılmaktadır. En yaygın olarak kullanılan yakıt oksijenleẟtiricisidir (%85) (Johnson v.d., 2000). MTBE’nin yaygın kullanımı problemdir. Kötü tat ve renk 0.02 mg/l’nin altında tespit edilebilmektedir. MTBE, adsorblanması zor, kimyasal ve biyolojik olarak stabil ve suda çok çözünebilen özelliklere sahiptir. Bu nedenle, MTBE çevrede çok dirençlidir (Xu v.d., 2004). Fenton proses ile MTBE’nin % 90-99 parçalandığı bulunmuẟtur (Xu v.d., 2004; Burbano v.d., 2005). 

4. 2. Endüstride 

4. 2. 1. Tekstil Endüstrisi 

Tekstil endüstrisi atıksuları, proseste kullanılan çok değiẟik yapıdaki boyalar, yüzey aktif maddeler ve tekstil yardımcı maddelerine bağlı olarak baẟta yüksek organik madde ile renk parametreleri olmak üzere çok değiẟken kirleticileri içermektedirler. Alıcı ortama verilen renkli atıksular su ortamındaki ıẟık geçirgenliğini azaltır ve fotosentetik aktiviteyi olumsuz yönde etkiler. Ayrıca boyar maddelerin bazı sucul organizmalarda birikmesi toksik ve kanserojenik ürünlerin meydana gelme riskini de beraberinde getirmektedir. 

Tekstil endüstrisi atıksularının arıtımında kullanılan baẟlıca prosesler adsorbsiyon, iyon değiẟimi, membran prosesler, kimyasal oksidasyon, kimyasal çöktürme ve biyolojik arıtım yöntemleri olarak sıralanabilir. Tekstil atıksularının arıtımında kullanılan klasik yöntemler (biyolojik arıtma, fiziksel-kimyasal arıtma (koagülasyon-flokülasyon ve aktif karbon adsorbsiyon)) boyaların düẟük moleküler ağırlığa sahip olması ve suda yüksek çözünürlüğe sahip olmasından dolayı pek etkili değillerdir. Ayrıca bu yöntemlerde arıtımdan ziyade boyaların baẟka bir faza taẟınım söz konusudur. 

Fenton gibi ileri oksidasyon yöntemleri tekstil atıksularının arıtımında son zamanlarda önem kazanmıẟtır. Fenton proseste oluẟan hidroksil radikalleri organik maddeyi okside ederek oldukça reaktif ve oksitlenebilir organik radikallerin oluẟumunu sağlamaktadır. Fenton proseste oksidasyon ve koagülasyon birlikte meydana geldiğinden koagülasyon-flokülasyon prosese göre daha az çamur üretilmektedir. 

Fenton proses; reaktif, direkt, bazik, asit ve dispers boya gibi farklı tipte boya çeẟitleri içeren tekstil atıksularından renk ve KO gideriminde etkili bir yöntemdir (Lin ve Peng, 1995). 

Poliester ve asetat fiber boyama çıkıẟından KO ve renk giderimi bakımından çeẟitli ileri oksidasyon prosesleri ile kimyasal arıtma metotlarının karẟılaẟtırıldığı çalıẟmada, Fenton prosesle optimum ẟartlar altında KO giderme verimi % 96 ve renk giderimi % 94 olarak bulunmuẟtur (Azbar et al., 2004). Fenton ve Foto-Fenton proses ile Reactive Black 5 (RB5)’in oksidasyon yolu ile renk gideriminin incelendiği çalıẟmada sırasıyla % 97.5 ve % 98.1 renk giderim verimi elde edilirken, Toplam Organik Karbon (TOK) giderim verimi sırasıyla % 21.6 ve % 46.4 olarak bulunmuẟtur (Lucas ve Peres, 2006). 

4. 2. 2. Afyon Alkoloidleri Endüstrisi 

Sınırlı sayıdaki afyon ve alkoloid fabrikalarının çoğunluğu geliẟmekte olan ülkeler içerisinde kurulmuẟ olup, bu proseslerde oluẟan atık suların karakterizasyonu, arıtmı ve uzaklaẟtırılması hakkında literatürde detaylı bilgi bulunmamaktadır. Afyon alkoloidleri endüstrisi atık sularında kimyasal koagülasyon KO ve renk giderimi açısından yeterli verim sağlamamaktadır. Laboratuar ölçekli havasız çamur reaktör + havalı ardıẟık kesikli reaktör sistemlerinde iki kademeli biyolojik olarak arıtılmıẟ, yüksek KO , TKN, koyu renk ve biyolojik parçalanamayan organik kirleticilere Fenton oksidasyonu prosesinin uygulanmasıyla optimum ẟartlarda % 90 KO ve % 95 renk giderme verimi elde edilmiẟtir. Fenton oksidasyonu prosesi çıkıẟ suları KO ve renk açısından alıcı ortam deẟarj standartlarını sağlamıẟtır (Aydın ve Sarıkaya, 2002). 

4. 2. 3. Kağıt Endüstrisi 

Kağıt endüstrisi, çevreye çok miktarda gaz, sıvı ve katı atık deẟarj eder. Kağıt endüstrisinde en büyük problem, büyük hacimde atıksu oluẟmasıdır. Kağıt endüstrisinin farklı kademelerinde üretilen 250 kimyasaldan daha fazlası çıkıẟta tespit edilmiẟtir. Bu kirleticilerin bazısı ağaç iẟleme sonucu doğal olarak meydana gelir (tannin, lignin, reçine asitleri, v.s.). Diğer bir kısmı üretim aẟamasında oluẟan bileẟiklerdir (klorlu ligninler, fenol, dioksinler v.s.) (Tambosi v.d., 2006). Fenton prosesin kağıt endüstrisi çıkıẟ suyundaki uygulamasından olumlu neticeler elde edilmiẟtir (Perez v.d., 2002). Biyolojik olarak ön arıtımdan geçirilmiẟ kağıt endüstrisi atıksularının fenton proses ile oksidasyonu sonucunda % 83 KO ve % 95 renk giderim verimi elde edilmiẟtir (Sevimli, 2005). 

4. 2. 4. Zeytinyağı Endüstrisi 

Bu endüstride, önemli miktarda atıksu oluẟmaktadır. Zeytinyağı endüstrisi, belli bir sezonda üretim yapmakla birlikte oluẟan atıksu yüksek kirlilik konsantrasyonuna sahiptir. Bu nedenle, atıksuyun uzaklaẟtırılması ve idaresi oldukça zordur. Ayrıca, atıksuda bazı bileẟiklerin ẟelatlaẟtırıcı özelliklere sahip olması bazı toksik ağır metallerin tutulmasına katkıda bulunabilir ve bu mevcut atıksu problemini daha karmaẟık hale getirmektedir. Fenton proses, zeytinyağı endüstrisi atıksuyunda kullanılmıẟ ve prosesin maliyeti tespit edilmiẟtir (Rivas v.d., 2001). Zeytinyağı endüstrisi atıksularının arıtımı için elektro-fenton yönteminin ön arıtım kademesi olarak kullanıldığı çalıẟmada KO ’de % 68 azalma elde edilmiẟtir (Khoufi v.d., 2006). 

Bu endüstrilerin yanında; Fenton proses, fotoğraf, fermantasyon gibi birçok endüstride kullanılmıẟtır (Lunar v.d., 2000; Rivas v.d., 2003). 

4. 3. Dezenfeksiyonda 

Su temini ve atıksu arıtımında kullanılan yaygın bir prosestir. Klorlama en çok kullanılan dezenfeksiyon yöntemidir. Bununla beraber, klor kullanımıyla ilgili ciddi güvenlik ve büyük ekolojik riskler bulunmaktadır. Ozon, ultraviyole, ClO2 gibi diğer uygulamalar daha pahalı olup klorlama kadar kullanıẟlı değillerdir. Alternatif bir dezenfektan olan Fenton yönteminde oluẟan hidroksil radikalleri hücre bileẟenlerinin salınımına ve hücre yüzeyinin deformasyonuna neden olmaktadır. Fenton proses ile yapılan dezenfeksiyon çalıẟmasında, % 99.8 bakteri giderme verimi elde edilmiẟtir (Diao v.d., 2004).  

4. 4. Pestisit Oksidasyonunda 

Pestisitler suda doğal olarak güç parçalanan bileẟiklerdir. Bu tür bileẟiklerin bir kısmı canlı bünyelerinde birikim yapar ve toksik etkilere neden olurken, diğer bir kısmı ise canlı bünyesinde mutajenik ve kanserojen etki yaparlar. Pestisit kirliliğinin baẟlıca kaynakları, tarım endüstrileri ve 

pestisit imal eden tesislerin atıksularıdır. Fenton prosesin pestisit parçalanmasında kullanımı yaygın olmayıp, büyük ölçekli uygulamalar bulunmamaktadır. Fenton proses, triazin herbisit, kloroasetanilit herbisit, klorofenoksiasetat herbisit ve metil parathion parçalanmasında değerlendirilmiẟtir. Tam parçalanma yaklaẟık olarak 30 dakika içinde tamamlanmaktadır (Chiron v.d., 2000). 

Fenitrothion, diazinon ve profenofos gibi organik fosforlu pestisitlerin ileri oksidasyon prosesleriyle parçalanabilirliğinin incelendiği çalıẟmada, Fenton prosesle sırasıyla TOK giderimi % 54.1, % 12.9 ve % 50.3 olarak elde edilmiẟtir (Badawy v.d., 2006). 

4. 5. Çamur artlandırmada 

Klasik aktif çamur proses büyük miktarda çamur üretmektedir. Çamur arıtma maliyeti, toplam atıksu arıtma maliyetinin % 35-50’sine denk gelmektedir. Bu nedenle, üretilen çamur miktarının azaltılması ve çamur suyunun alınması en önemli konulardır. Isıl arıtma, kimyasal oksidasyon, termokimyasal arıtma ve mekanik parçalanma gibi yöntemler üretilen çamur miktarının azaltılması ve çamurun suyunun alınması amacıyla yaygın olarak kullanılan bazı çamur ẟartlandırma prosesleridir. Fenton ile yapılan ön oksidasyon sonucu, filtre kekinin kuru ve organik katı muhtevasında % 20 azalma, çamur hacminde % 30 azalma ve çamur kekinin kuru katı muhtevasında % 30 artıẟ elde edilmiẟtir (Neyens ve Baeyens, 2003). 

4. 6. Katı Atık Sızıntı Suyu Arıtımında 

Sızıntı suyunun bileẟimi; katı atık muhtevası, pH, redoks potansiyeli, iklim ẟartları ve depo yaẟına göre farklılıklar gösterir. Sızıntı suları, organik ve inorganik iyonlar ile metaller dıẟında mikro kirleticileri de içerebilmektedir. Depo yaẟı, sızıntı suyu karakterini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Depo yaẟı arttıkça biyolojik ayrıẟma tamamlandığından kolay ayrıẟabilen organik maddelerin oranı düẟer. Bu sebeple genç depo alanlarındaki sızıntı sularında BO /KO >0.5 iken yaẟlı depo alanlarındaki sızıntı sularında BO /KO <0.2’dir (Öztürk, 1999). Katı atık sızıntı suyunda bulunan kalıcı organiklerin biyolojik yöntemlerle giderilmesi mümkün olmadığından dolayı ön veya son arıtım kademesi olarak ileri oksidasyon yöntemleri uygulanmaktadır. 1990’dan beri Fenton proses ile katı atık sızıntı sularının arıtımı konusu üzerinde yoğunlaẟılmıẟtır. 

Fenton proses kullanarak sızıntı suyunda organiklerin giderilmesi sızıntı suyu karakteristiklerine bağlıdır. 

Resim indirme başarısız oldu.

Katı atık sızıntı suyunun arıtımında Fenton prosesin bir ön arıtma kademesi olarak kullanıldığı çalıẟmada % 60 KO giderme verimi elde edilmiẟtir (Lopez v.d., 2004). Koagülasyonla ön arıtılmıẟ katı atık sızıntı suyuna Fenton benzeri prosesin uygulanmasıyla % 80 KO giderme verimi elde edilmiẟtir (Rivas v.d., 2004). 

5. SONUÇLAR 

Ülkeler geliẟtikçe sanayileẟme artmakta ve buna paralel olarak oluẟan atık ve atık suların karakteri de daha kompleks bir yapıya dönüẟmektedir. Biyolojik olarak parçalanamayan ve toksik bileẟiklere sahip bu atık ve atık suların alıcı ortama deẟarjı çevresel açıdan birçok risk oluẟturmaktadır. Geliẟmiẟlik düzeyine bağlı olarak insanların daha temiz bir çevre yönünde duyarlılığı da artmaktadır. Bu nedenle, kompleks yapıdaki atık ve atık suların arıtımı için daha ileri arıtma yöntemlerinin veya biyolojik, fiziksel ve kimyasal yöntemlerin birlikte kullanılması zorunlu hale gelmektedir. 

Yüksek organik yüke ve kalıcı, biyolojik olarak parçalanamayan ve toksik özelliklere sahip atık sulardan; organik madde, koku ve renk giderimi için biyolojik arıtımdan önce veya sonra ileri oksidasyon proseslerine dayanan kimyasal prosesler kullanılmaktadır. Fenton proses, bir ileri oksidasyon prosesi olup diğer oksidasyon proseslerine göre basit, ekonomik ve kısa reaksion zamanı gerektirmesi gibi birçok avantaja sahiptir. Fenton proses, sahip olduğu bu avantajlardan dolayı birçok alanda uygulanmakta olup, gelecekte de daha farklı alanlarda kullanılacağı ve tercih edilen bir yöntem olacağı görülmektedir. 

 6. KAYNAKLAR 

Alaton, . A. ve Gürses, F. 2004. Penisilin prokain G antibiyotik formülasyon atıksuyunun Fenton-benzeri ve Foto-fenton-benzeri ileri oksidasyon prosesleri ile arıtılabilirliğinin incelenmesi. Su Kirlenmesi ve Kontrolü Dergisi. (1), 11-16. 

Anotai, J., Lu, M.C. and Chewpreecha, P. 2006. Kinetics of aniline degradation by Fenton and electro-fenton processes. Water Research. (9), 1841-1847. 

Aydın, A.F. ve Sarıkaya, H.Z. 2002. Biyolojik proseslerle arıtılmıẟ afyon alkaloidleri endüstrisi atıksularının fenton oksidasyonu ile ileri arıtımı, TÜ Dergisi. 1 (1). 

Azbar, N., Yonar, T. and Kestioğlu, K. 2004. Comparison of various advanced oxidation processes and chemical treatment methods for COD and color removal from a polyester and acetate fiber dyeing effluent. Chemosphere. 55, 35-43. 

Badawy, M.I., Ghaly, M.Y. and Gad-Allah, T.A. 2006. Advanced oxidation processes for the removal of organo-phosphorus pesticides from wastewater. Desalination. 194, 166-175. 

Barbeni, M., Minero, C., Pelizzetti, E., Borgarello, E. and Serpone, N. 1987. Chemical degradation of chlorophenols with Fenton’s reagent (Fe2+ + H2O2). Chemosphere. 16, 2225–2237. 

Benitez, F.J., Acero, J.L., Real, F.J., Rubio, F.J. and Leal, A.I. 2001. The role of hydroxyl radicals for the decomposition of p-hydroxy phenylacetic acid in aqueous solutions. Water Research 35, 1338-1343. 

Bidga, R.J. 1995. Consider Fenton’s chemistry for wastewater treatment. Chemical Engineering Progress. 91 (12), 62-66. 

Brillas, E., Mur, E., Sauleda, R., Sanchez, L., Peral, J., Domenech, X. and Casadi, J. 1998. Aniline mineralization by AOP’s: anodic oxidation, photocatalysis, electro-Fenton and photoelectron-Fenton processes. Applied Catalysis B: Environmental. 16 (1), 31–42. 

Burbano, A.A., Dionysiou, D.D., Suidan, M.T. and Richardson, T.L. 2005. Oxidation kinetics and effect of pH on the degradation of MTBE with Fenton reagent. Water Research. 39, 107-118. 

Chiron, S., Fernandez-Alba, A., Rodriguez, A. and Garcia-Calvo, E. 2000. Pesticide chemical oxidation: State-of-the art. Water Research. (2), 366-377. 

Çatalkaya, E.Ç., Bali, U. ve ẞengül, F. 2004. Fenol’ün fotokimyasal yöntemlerle parçalanması ve mineralizasyonu. Su Kirlenmesi ve Kontrolü Dergisi. (3), 31-41. 

Çokay, E. ve ẞengül, F. 2006. Toksik kirleticilerin ileri oksidasyon prosesleri ile arıtımı. DEÜ., Fen ve Mühendislik Dergisi. (2), 1-9. 

Diao, H.F., Li, X.Y., Gu, J.D., Shi, H.C. and Xie, Z.M. 2004. Electron microscopic investigation of the bactericidal action of electrochemical disinfection in comparision with chlorination, ozonation and Fenton reaction, Process Biochemistry. 39, 1421-1426. 
 

Johnson, R., Pankow, J.F., Bender, D.A., Price, C.V. and Zogorski, J.S. 2000. MTBE-To what extent will past releases contaminate community water supply wells? Environmental Science and Technology. (9), 210-217.  

Kang, N., Lee, D.S. and Yoon, J. 2002. Kinetic modeling of Fenton oxidation of phenol and monochlorophenols. Chemosphere. 47, 915–924. 

Kang, S.F., Wang, T.H. and Lin, Y.H. 1999. Decolourization and degradation of 2,4-dinitrophenol by Fenton’s reagent. Journal of Environmental Science and Health A. 34, 935–950. 

Kang, Y.W. and Hwang, K. 2000. Effect of reaction conditions on the oxidation efficiency in the fenton process. Water Research. (10), 2786-2790. 

Khoufi, S., Aloui, F. and Sayadi, S. 2006. Treatment of olive oil mill wastewater by combined process electro-Fenton reaction and anaerobic digestion Water Research. (10) 2007-2016. 

Kwon, B.G., Lee, D.S., Kang, N. and Yoon, J. 2004. Characteristics of p-chlorophenol oxidation by Fenton’s reagent. Water Research. (9), 2110-2118. 

Lin, S.H. and Chang, C.C. 2000. Treatment of landfill leachate by combined electro-fenton oxidation and sequencing batch reactor method. Water Research. (17), 4243-4249. 

Lin, S.H. and Lo, C.C. 1997. Fenton process for treatment of desizing wastewater. Water Research. 2050-2056. 

Lin, S.H. and Peng, C.F. 1995. Treatment of textile wastewater by fenton’s reagent. Journal of Environmental Science and Health A. 30. 89-101. 

Liou, M.J., Lu, M.C. and Chen, J.N. 2003. Oxidation of explosives by Fenton and photo-Fenton processes. Water Research. (13), 3172-3179. 

Lipczynska-Kochany, E. 1991. Degradation of aqueous nitrophenols and nitrobenzene by means of the Fenton reaction. Chemosphere. 22, 529–536. 

Lopez, A., Pagano, M., Volpe, A. and Pinto, A.C. 2004. Fenton’s pre-treatment of mature landfill leachate. Chemosphere. 54, 1005-1010. 

Lucas, M.S. and Peres, J.A. 2006. Decolorization of the azo dye Reactive Black 5 by Fenton and photo-Fenton oxidation. Dyes and Pigments. 71, 236-244. 

Lunar, L., Sicilia, D., Rubio, S., Perez-Bendito, D. and Nickel, U. 2000. Degradation of photographic developers by Fenton’s reagent: condition optimization and kinetics for metol oxidation. Water Research. (6), 1791-1802. 

Martinez, N.S.S, Fernandez, J.F., Segura, X.F. and Ferrer, A.S. 2003. Pre-oxidation of an extremely polluted industrial wastewater by the Fenton’s reagent, Journal of Hazardous Materials B101. 315-322. 

Neyens, E. and Baeyens, J. 2003. A rewiev of classic Fenton’s peroxidation as an advanced oxidation technique. Journal of Hazardous Materials. B98 33-50. 

Öztürk, . 1999. Anaerobik biyoteknoloji ve atık arıtımındaki uygulamaları. 320 s. Su Vakfı Yayınları. 

Perez, M., Torrades, F., Hortal, J.A., Domenech, X. and Peral, J. 2002. Removal of organic contaminants in paper pulp treatment effluents under fenton and foto-fenton conditions. Applied Catalysis B: Environmental. (1), 63-74. 

Potter, F.J. and Roth, J.A. 1993. Oxidation of chlorinated phenols using fenton reagent. Hazardous Waste and Hazardous Materials. (2), 151–170. 

Rivas, F.J., Beltran, F.J., Carvalho, F., Acedo, B. and Gimeno, O. 2004. Stabilized leachates: sequential coagulation-flocculation + chemical oxidation process. Journal of Hazardous Materials. (1-2), 95-102. 

Rivas, F.J., Beltran, F.J., Gimeno, O. and Alvarez, P. 2003. Optimisation of Fenton’s reagent usage as a 

Resim indirme başarısız oldu.

pre-treatment for fermentation brines. Journal of Hazardous Materials. (2-3), 277-290. 

Rivas, F.J., Beltran, F.J., Gimeno, O. and Frades, J. 2001. Treatment of olive oil mill wastewater by Fenton’s reagent. Journal of Agricultural and Food Chemistry. (4), 1873-1880. 

Sevimli, M.F. 2005. Post-treatment of pulp and paper industry wastewater by advanced oxidation processes. Ozone: Science & Engineering. (1), 37-43. 

Tambosi, J.L., Di Domenico, M. and Schirmer, W.N. 2006. Treatment of paper and pulp wastewater and removal of odorous compounds by a Fenton-like process at the pilot scale. Journal of Chemical Technology and Biotechnology. (8), 1426-1432. 

Teel, A.M. and Watts, R. 2002. Degradation of carbon tetrachloride by modified Fenton’s reagent. Journal of Hazardous Materials B94. 179-189. 

Xu, X.R., Zhao, Z.Y. and Li, X.Y. 2004. Chemical oxidative degradation of methyl tert-butyl ether in aqueous solution by Fenton’s reagent. Chemosphere. (1), 73-79. 

Yoon, J., Kim, S., Lee, D.S. and Huh, J. 2000. Characteristics of p-chlorophenol degradation by photo Fenton oxidation. Water Science and Technology. (3/4), 219–224. 

Zoh, K.D. and Stenstrom, M.K. 2002. Fenton oxidation of hexahydro-1,3,5-trinitro-1,3,5-triazine (RDX) and octahydro-1,3,5,7-tetranitro-1,3,5,7-tetrazocine (HMX). Water Research. (5), 1331-1341. 

Okumaya Devam
Yorum İçin Tıklayın

Yorum yapabilmek için kullanıcı girişi yapmış olmalısınız. Kullanıcı Girişi

Leave a Reply

Genel

Çevre Mühendisi Olarak 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programının Mesleki Açından İncelenmesi

Yayın Zamanı

tarih

Yazar

2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda çevre mevzuatı açısından dikkat çeken başlıklar şunlardır:

1- Sanayide Yeşil Dönüşüm:

Sanayide yeşil dönüşüm, enerji verimliliğinin artırılması ve karbon ayak izinin azaltılması amacıyla politika ve uygulamalar içermektedir. Bu kapsamda, sanayi sektörü için temiz üretim teknolojilerinin kullanımı teşvik edilmekte, sürdürülebilir ve çevre dostu yöntemlerin benimsenmesi sağlanmaktadır. Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, karbon emisyonlarını düşüren teknolojik yeniliklerin desteklenmesi ve enerji verimliliği sağlayan projelerin uygulanması bu dönüşümün önemli unsurları arasındadır. Ayrıca, yeşil üretim standartlarına uygunluk, rekabet gücünü artıran ve uluslararası piyasalarda fark yaratan bir kriter olarak değerlendirilmektedir.

Bu doğrultuda, sanayi kuruluşlarının uluslararası çevresel standartlara uyum sağlaması için gerekli düzenlemeler ve teşvik mekanizmaları hayata geçirilmektedir. Tüm bu adımlar, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasını ve küresel iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunmasını amaçlamaktadır.

 

2- Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS):

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Türkiye’nin karbon emisyonlarının kontrol altına alınmasına yönelik önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır. Bu sistem, karbon salımlarını azaltmak için piyasa temelli bir mekanizma kurmayı hedeflemekte olup, sera gazı emisyonlarını denetim altına almayı ve şirketlerin çevresel performanslarını iyileştirmelerini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. ETS, emisyonların sınırlandırılması ve ticareti için gerekli mevzuat ve teknik altyapının oluşturulmasını içermektedir. Bu bağlamda, sanayi tesisleri için belirli emisyon limitleri tanımlanacak ve emisyon fazlası olan kuruluşlar, daha düşük emisyona sahip kuruluşlardan karbon kredisi satın alarak çevresel yükümlülüklerini yerine getirebilecektir.

Bu sistem, Avrupa Birliği gibi uluslararası platformlarda uygulanan başarılı ETS modellerine benzerlik gösterecek şekilde yapılandırılmakta ve Türkiye’nin uluslararası çevre taahhütlerine uyumunu sağlamaya yönelik önemli bir araç olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, bu sistemin kurulması, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda kritik bir rol üstlenmekte ve yeşil ekonomiye geçiş sürecinde ekonomik büyüme ile çevresel sürdürülebilirliği dengelemeyi hedeflemektedir.

 

3- Çevre ve Atık Yönetimi:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Çevre ve Atık Yönetimi, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir. Atık yönetiminde, sıfır atık ilkesi benimsenmiş ve ulusal planlar bu doğrultuda şekillendirilmiştir. Program, 2023 yılı itibarıyla geri kazanım oranının %35 seviyesine ulaşması ile önemli bir başarı kaydetmiştir. Ancak bu oranın daha da artırılması için 2035 yılına kadar %60’a çıkarılması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda, atık yönetim sistemlerinin etkinliğini artırmak ve geri dönüşüm kapasitesini genişletmek için çeşitli stratejiler geliştirilmiştir.

Ulusal atık yönetim planları, hane halklarından sanayi tesislerine kadar geniş bir yelpazede atık toplama, ayrıştırma ve geri kazanım süreçlerinin optimize edilmesini içermektedir. Aynı zamanda, kamu ve özel sektör iş birlikleri teşvik edilerek atık yönetimi ve geri dönüşüm projelerinin finansal ve teknik açıdan desteklenmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, farkındalık artırma kampanyaları ve eğitim programları aracılığıyla bireylerin ve toplulukların sıfır atık bilinci geliştirmesi ve sürdürülebilir alışkanlıklar kazanması hedeflenmektedir. Bu politikalar, Türkiye’nin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında ve küresel atık yönetim standartlarına uyum sağlamasında önemli bir rol oynamaktadır.

 

​4- Etkin Su Yönetimi ve Su Kanunu:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Etkin Su Yönetimi ve Su Kanunu, su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacıyla önemli bir başlık olarak ele alınmaktadır. Su kaynaklarının verimli kullanımı, Türkiye’nin artan su stresi ve iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılığını artırmak için kritik görülmektedir. Bu bağlamda, yeni bir Su Kanunu hazırlanması planlanmaktadır. Kanun, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için yasal bir çerçeve sağlayacak ve özellikle yeraltı suyu kullanımını düzenleyerek ruhsatsız kullanımları kontrol altına alacaktır.

Program, bu düzenlemelerle ruhsatsız su kullanımlarına yönelik caydırıcı cezalar getirilmesini öngörmektedir. Bu sayede, su kaynaklarının yasal olmayan ve plansız kullanımı engellenecek, yeraltı su rezervleri korunarak uzun vadede su kaynaklarının sürdürülebilirliği sağlanacaktır. Ayrıca, su yönetiminde bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi amacıyla 81 ilde “İl Su Kurulu Toplantıları” gerçekleştirilecektir. Bu toplantılar, su kaynaklarının yerel ve bölgesel düzeyde etkin yönetimini teşvik edecek, su yönetim politikalarının yerel ihtiyaçlara uygun hale getirilmesini destekleyecektir. Tüm bu adımlar, su kaynaklarının gelecekteki nesillere güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde aktarılmasını hedeflemektedir

5- Arıtma Çamuru Yönetimi:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Arıtma Çamuru Yönetimi, çevresel sürdürülebilirlik ve kamu sağlığının korunması açısından önemli bir başlık olarak öne çıkmaktadır. Program, arıtma çamurlarının yönetim planlarının iyileştirilmesini ve çevre dostu bertaraf yöntemlerinin geliştirilmesini hedeflemektedir. Bu doğrultuda, arıtma çamurlarının yönetimine yönelik daha etkin ve sürdürülebilir yaklaşımlar benimsenerek, bu atıkların çevresel etkisinin azaltılması ve geri kazanım olanaklarının artırılması amaçlanmaktadır.

Plan kapsamında, arıtma çamurlarının çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi veya geri dönüştürülmesi için yenilikçi ve teknoloji odaklı yöntemler teşvik edilmektedir. Örneğin, arıtma çamurundan enerji üretimi ve biyogaz dönüşümü gibi uygulamalar, bu alandaki önemli stratejilerden bazılarıdır. Bu hedeflerin hayata geçirilmesi için Arıtma Çamuru Yönetimi Planı Genelgesi yayımlanması planlanmakta olup, bu genelge, arıtma çamurlarının toplanması, taşınması, işlenmesi ve bertarafı süreçlerini düzenleyecek yasal ve teknik çerçeveyi belirleyecektir.

Bu genelge, belediyeler ve arıtma tesisleri gibi ilgili paydaşların uyum sağlaması gereken standartları içerecek ve bu süreçlerde en iyi çevresel uygulamaların benimsenmesini destekleyecektir. Bu adımlar, arıtma çamuru yönetiminin iyileştirilmesi ve çevreye duyarlı bir şekilde yürütülmesini sağlamayı hedeflemektedir

6- İkincil Ürünlerin Geri Kazanımı:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda İkincil Ürünlerin Geri Kazanımı, kaynak verimliliğini artırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırmak adına önemli bir odak noktası olarak ele alınmıştır. Bu kapsamda, geri kazanılmış ikincil ürünlerin ekonomiye kazandırılmasını teşvik eden yasal ve teknik düzenlemelerin hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bu düzenlemeler, geri kazanılan malzemelerin kalitesini ve güvenilirliğini garanti altına almak için teknik standartların belirlenmesini içermektedir.

Standartların belirlenmesi, ikincil ürünlerin piyasada daha yaygın kullanılmasını ve ekonomik değerinin artmasını sağlayacak, aynı zamanda ürünlerin farklı sektörlerde güvenle kullanılabilirliğini destekleyecektir. Program, bu ürünlerin endüstriyel süreçlere entegre edilmesi ve daha geniş bir tüketici kitlesi tarafından benimsenmesi için teşvik mekanizmalarını içermektedir. Böylece, hammaddelere olan bağımlılığın azaltılması, atık yönetim sistemlerinin iyileştirilmesi ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması amaçlanmaktadır.

Bu politikalar, yerel ve uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artıracak ve Türkiye’nin yeşil ekonomiye geçiş sürecini hızlandıracaktır. Ayrıca, bu alandaki düzenlemeler, sanayiciler ve üreticiler için yeni iş fırsatları yaratırken çevresel faydaların da maksimum düzeye çıkarılmasını sağlayacaktır.

 

7- Evsel Atıkların Geri Kazanım Tesisleri:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Evsel Atıkların Geri Kazanım Tesisleri, çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin bir parçası olarak öne çıkmaktadır. Programda, evsel atıkların etkin bir şekilde geri kazanılması ve bertarafına yönelik projelerin desteklenmesi hedeflenmektedir. Bu projeler, atık yönetim süreçlerinin iyileştirilmesini ve çevresel etkilerin en aza indirilmesini amaçlamaktadır. Atık toplama ve işleme altyapılarının geliştirilmesi, geri kazanım oranlarının artırılması ve çevre dostu teknolojilerin uygulanması teşvik edilmektedir.

Bu kapsamda, ileri teknolojiye sahip tesislerin kurulması ve mevcut tesislerin modernize edilmesi öngörülmektedir. Atıkların ayrıştırılması, geri dönüşümü ve bertarafı süreçlerinde kullanılacak yeni teknolojiler, çevresel sürdürülebilirliği desteklerken enerji verimliliğini de artıracaktır. Ayrıca, çevresel duyarlılığı artırmak ve kamuoyunun geri dönüşüm süreçlerine katılımını teşvik etmek amacıyla eğitim ve farkındalık programları da planlanmaktadır.

Bu uygulamalar sayesinde, doğal kaynakların korunması, atık miktarının azaltılması ve sürdürülebilir bir atık yönetim sistemi oluşturulması hedeflenmektedir. Tüm bu adımlar, Türkiye’nin döngüsel ekonomi hedeflerine ve çevre koruma politikalarına uyumlu bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.

8- Arıtılmış Atık Su Kullanımı:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, arıtılmış atık suyun yeniden kullanımı, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve su güvenliğinin artırılması açısından kritik bir öncelik olarak ele alınmıştır. 2023 yılı itibarıyla, arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranı %2,5 seviyesindedir. Program kapsamında, bu oranın 2025 yılına kadar %5’e ve hatta daha ileri hedef olarak %7’ye çıkarılması planlanmaktadır. Bu hedef, su kaynaklarının etkin kullanımı ve artan su talebine karşılık suyun geri kazanımı stratejilerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Bu doğrultuda, arıtma tesislerinde teknolojik yeniliklerin ve modern yöntemlerin uygulanması teşvik edilecektir. Yeniden kullanım oranını artırmak için, endüstriyel ve kentsel kullanım alanlarına yönelik projeler desteklenecek ve suyun yeniden kullanımının ekonomik ve çevresel faydaları ön planda tutulacaktır. Programda, mevcut %6 oranının daha üst seviyelere çıkarılması hem su israfını azaltacak hem de su kaynaklarının sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.

Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için altyapı yatırımları, teknik iyileştirmeler ve su geri kazanımının yaygınlaştırılmasına yönelik teşvik mekanizmaları planlanmaktadır. Bu stratejiler, su kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasını destekleyecektir.

9- İçme Suyu Kayıpları:

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, içme suyu kayıplarının azaltılması, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir su yönetimi açısından öncelikli hedeflerden biri olarak belirlenmiştir. 2023 yılı itibarıyla içme suyu şebekelerindeki kayıp oranı %33 seviyesindeyken, bu oranın 2025 yılına kadar %26’ya düşürülmesi planlanmaktadır. Mevcut durumda %30 seviyesinde olan içme suyu kayıp oranının daha da azaltılması, su temin sistemlerinde etkinliği artırmayı ve su kaynaklarının verimli kullanımını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Bu hedef doğrultusunda, su şebekelerinin modernizasyonu ve bakım çalışmalarının hızlandırılması öncelikle dirilmiştir. Eski ve sızıntı yapan altyapıların yenilenmesi, akıllı su yönetim sistemlerinin devreye alınması ve dijital izleme teknolojilerinin kullanılması gibi stratejik adımlar öngörülmektedir. Ayrıca, kayıpların azaltılması için belediyeler ve su idareleri arasında koordinasyonun artırılması, teknik destek ve eğitim programları ile su kayıplarının önlenmesine yönelik farkındalığın yükseltilmesi planlanmaktadır.

Bu tür önlemler hem su kaynaklarının korunmasını hem de enerji tüketiminin ve maliyetlerin azaltılmasını sağlayarak ekonomik ve çevresel faydalar yaratacaktır. Program, bu hedefleri gerçekleştirerek sürdürülebilir kalkınma ve çevresel sürdürülebilirlik alanlarında önemli bir ilerleme kaydetmeyi amaçlamaktadır.

 

10- Depozito İade Sistemi (DİS):

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda Depozito İade Sistemi (DİS), çevresel sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm oranlarının artırılması hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır. Program, 2025 yılı itibarıyla içecek ambalajları gibi geri dönüşüm malzemeleri için DİS’nin devreye alınmasını öngörmektedir. Bu sistem, tüketicilerin kullandıkları ambalajları belirli toplama noktalarına geri getirerek geri dönüşüm zincirine katkıda bulunmalarını teşvik edecektir.

DİS’nin uygulanması, geri dönüşüm bilincini yaygınlaştırmanın yanı sıra atık yönetim süreçlerini iyileştirecek ve ekonomik değeri yüksek materyallerin geri kazanılmasını sağlayacaktır. Sistem, geri dönüşüm oranlarını artırarak doğal kaynakların korunmasına ve çevresel kirliliğin azaltılmasına katkıda bulunacaktır. Ayrıca, sistemin entegrasyonu, ambalaj atıklarının düzenli bir şekilde toplanmasını ve işlenmesini kolaylaştırarak belediyelerin atık yönetim yükünü hafifletecektir.

Program kapsamında, bu sistemin altyapısının oluşturulması, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve teknolojik çözümlerle desteklenmesi planlanmaktadır. DİS’nin etkin bir şekilde işlemesi için kamu ve özel sektör iş birliği teşvik edilerek, depozito iade süreçlerinin tüm paydaşlar arasında entegre edilmesi sağlanacaktır. Bu uygulama, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ve sıfır atık hedeflerine ulaşmasında kilit bir rol oynayacaktır.

2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programının tamamını buradan indirebilirsiniz.

Okumaya Devam

Genel

İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü: Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi Projesi

Yayın Zamanı

tarih

Yazar

İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, çevre ve sürdürülebilirlik konusunda öncü adımlar atarak toplumu bilinçlendirmek ve çevresel etkileri azaltmak amacıyla çeşitli projeler yürütmektedir. Bu projeler arasında, Kalkancı Mahallesi’nde başlatılan “Sıfır Atık Mahallesi Projesi”, bölgesel çapta sürdürülebilir bir model oluşturmayı hedefleyen yenilikçi bir girişimdir.

Projenin Amacı ve Kapsamı

Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi Projesi’nin temel amacı, atık üretimini en aza indirerek, geri dönüşüm ve yeniden kullanım süreçlerini teşvik etmektir. Proje, bölgedeki vatandaşları, hane halklarını ve işletmeleri aktif bir şekilde atık yönetimine katılmaya teşvik eder. Bu amaçla, dual toplama sistemleri, atık geri dönüşüm istasyonları ve kompost üretimi gibi uygulamalar projenin ana unsurlarını oluşturmaktadır.

Proje Kapsamında Yürütülen Çalışmalar

  1. Atık Toplama ve Geri Dönüşüm Ekipmanlarının Yenilenmesi: Kalkancı Mahallesi’nde mevcut atık toplama ekipmanları, daha verimli ve kullanıcı dostu hale getirilecek şekilde yenilenmektedir. Bu ekipmanlar, plastik, cam, metal, kağıt/karton, elektronik atıklar ve organik atıklar gibi farklı türdeki materyallerin ayrıştırılmasını kolaylaştırır.
  2. Sanatsal Faaliyetlere Destek: Projeye en fazla katkıyı sağlayan veya en fazla atık toplayan vatandaşlar için sanatsal faaliyetler gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bu kapsamda, mahallede belirli duvarların boyanması gibi estetik ve yaratıcı projeler için alan tahsis edilmiştir. Bu uygulama, çevre bilincini artırırken aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
  3. Eğitim ve Farkındalık Programları: İlkadım Belediyesi, sürdürülebilir çevre bilincini artırmak için bölge halkına yönelik çeşitli eğitim programları düzenlemektedir. Atıkların doğru ayrıştırılması, kompost yapımı ve sürdürülebilir yaşam tarzları gibi konuları içeren bu eğitimler, mahalledeki tüm yaş gruplarına hitap etmektedir.
  4. Kompost Üretimi: Proje, organik atıkların ayrıştırılarak kompost üretimini teşvik eder. Özellikle müstakil evlerde yaşayan vatandaşlar için kompost üretim bilgileri ve malzemeleri sağlanarak, evsel atıkların doğrudan geri dönüşüme kazandırılması hedeflenir.

Beklenen Sonuçlar ve Projenin Önemi

Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi Projesi, yalnızca mahalle düzeyinde kalmayarak tüm İlkadım ilçesi için bir örnek teşkil etmeyi hedefler. Proje kapsamında atık toplama oranlarının artırılması, çevre kirliliğinin azaltılması ve halkın katılımının sağlanması amaçlanır. Uzun vadede, projenin İlkadım Belediyesi sınırlarında daha geniş alanlara yayılması planlanmaktadır.

Bu projenin hayata geçirilmesi, İlkadım Belediyesi’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ve iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerine olan bağlılığını göstermektedir. Ayrıca, toplumun çevreye duyarlılığını artırmak ve bu bilinci gelecek nesillere taşımak açısından büyük önem taşır.

İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi Projesi, çevre bilincini yerel düzeyde artırarak geniş bir katılımla sürdürülebilir bir yaşam modeli oluşturmaktadır. Mahalle halkı ile birlikte yürütülen bu proje, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik adımların atılmasına ve çevre bilincinin toplum genelinde güçlendirilmesine önemli katkılar sunar.

Okumaya Devam

Genel

Su/Atıksu Arıtılması ve Geri Kazanılmasında Membran Teknolojileri ve Uygulamaları

Yayın Zamanı

tarih

Yazar

Bu çalışma, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak ve çevresel etkileri azaltmak amacıyla su/atıksu arıtımında kullanılan membran teknolojilerini ele almaktadır. Su kaynaklarının kısıtlı olduğu günümüzde, temiz suya erişimi artırmak ve atık yönetimini geliştirmek amacıyla kullanılan membran teknolojileri, suyun verimli şekilde arıtılmasını ve yeniden kullanımını sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Çalışma, membran teknolojilerinin avantajlarını, uygulama alanlarını, sürdürülebilir su yönetimindeki rolünü ve Türkiye’de bu teknolojilerin gelişimini kapsamaktadır.

Giriş
Dünyada temiz su kaynaklarının sınırlı olması, küresel su krizine yönelik yenilikçi teknolojilere olan ihtiyacı artırmıştır. Geleneksel su arıtma yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, membran teknolojileri atık suyun geri kazanımında ve içme suyunun arıtılmasında öne çıkan bir alternatif olarak değerlendirilmektedir. Özellikle Türkiye’de, bu teknolojilerin yerli üretim ve uygulama alanındaki gelişimi hız kazanmış olup, MEM-TEK gibi araştırma merkezlerinin katkılarıyla önemli ilerlemeler sağlanmıştır.

Membran Teknolojisinin Temel İlkeleri ve Avantajları
Membran teknolojileri, fiziksel bir bariyer oluşturarak kirleticilerin sudan ayrıştırılmasını sağlar. Mikrofiltrasyon, ultrafiltrasyon, nanofiltrasyon ve ters osmoz gibi membran prosesleri, farklı kirleticileri uzaklaştırma kapasitesine göre çeşitlenmektedir. Bu teknolojiler; yüksek arıtma kapasitesi, az yer kaplama, düşük kimyasal kullanımı ve verimli su geri kazanımı gibi avantajlar sunar.

Su Arıtımında Membran Uygulamaları
Su arıtımında membran teknolojileri, içme suyu arıtma tesislerinde güvenilir ve sürdürülebilir bir çözüm olarak kullanılmaktadır. Mikrofiltrasyon ve ultrafiltrasyon membranları, partikül ve mikroorganizmaların uzaklaştırılmasında etkiliyken; nanofiltrasyon ve ters osmoz, çözünmüş minerallerin ve ağır metallerin arıtılmasını sağlar. Özellikle ters osmoz, deniz suyunun tuzdan arındırılması ve içme suyu üretiminde tercih edilmektedir.

Atıksu Arıtımında Membran Teknolojileri
Membran biyoreaktörler (MBR), aerobik ve anaerobik süreçlerle birleştirilerek atıksuyun biyolojik olarak arıtılmasında kullanılır. Bu süreçler, endüstriyel ve evsel atıksuların geri kazanımında verimlilik sağlarken, atık yönetiminde de çevreye duyarlı bir yaklaşımı teşvik eder. Türkiye’de bu alanda yapılan uygulamalar, tekstil, gıda ve kimya sektörlerinden çıkan atıkların arıtılmasında yaygınlaşmaktadır.

Türkiye’de Membran Teknolojilerinin Gelişimi ve Uygulama Örnekleri
İstanbul Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Dincer Topacık Membran Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (MEM-TEK) önderliğinde, Türkiye’de yerli membran üretimi ve proses geliştirme çalışmaları hız kazanmıştır. MEM-TEK, içme suyu arıtma, atıksu geri kazanımı ve deniz suyu arıtımı gibi alanlarda yürüttüğü projelerle ülkemizdeki membran teknolojileri alanına önemli katkılar sağlamaktadır. Türkiye’deki farklı belediyeler ve sanayi tesisleri tarafından uygulanan membran arıtma sistemleri, ülke çapında su yönetimi ve atık geri kazanımında etkili sonuçlar vermektedir.

Membran Teknolojilerinin Geleceği
Günümüzde sürdürülebilir su yönetimi ve çevre koruma hedeflerine ulaşmada membran teknolojilerinin önemi giderek artmaktadır. Yerli üretim ve Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması, Türkiye’nin su kaynaklarının korunması ve atık yönetiminin iyileştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. İnovatif membran malzemeleri ve biyoreaktör sistemleri gibi gelişmeler, su/atıksu arıtımında maliyetlerin düşürülmesine ve verimliliğin artırılmasına katkı sağlayacaktır.

Sonuç
Su ve atıksu arıtımında membran teknolojilerinin kullanımı, temiz su kaynaklarına erişimi artırırken çevresel etkilerin azaltılmasını sağlar. Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmalar, yerli üretim ve teknolojik gelişmelerle desteklenmektedir. Membran teknolojilerinin sürdürülebilir bir su yönetimi stratejisi olarak kullanımının teşvik edilmesi, gelecekteki su krizlerine karşı güçlü bir savunma mekanizması olarak öne çıkmaktadır.

İlgili Çalışmanın Tamamının Linki

Prof. Dr. İsmail KOYUNCU (Editör)

Okumaya Devam

Trend

Copyright © 2024 Çevre Portal Türkiye'nin Sürdürülebilir, İlkim Dostu İş ve Sosyal Medya Ağı